Türkiye'nin Filistin Büyükelçisi Demirer: Yüzyılın en önemli davasını AA'nın çalışmaları etkileyecek

Türkiye'nin Filistin nezdindeki Kudüs Başkonsolosu Büyükelçi Ahmet Rıza Demirer, İsrail'e karşı açılan soykırım davasının seyrini Anadolu Ajansı'nın (AA) "Kanıt" kitabında toplanan çalışmalarının etkileyeceğini söyledi.

AA Orta Doğu Haberleri Müdürü Turgut Alp Boyraz, Büyükelçi Demirer'e İsrail'in Gazze'de işlediği suçları tüm açıklığıyla ortaya koyan ve temel delil niteliğinde olan AA görsellerinin yer aldığı "Kanıt" kitabını hediye etti.

Gazze'de işlediği suçlar nedeniyle Güney Afrika'nın İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) açtığı soykırım davasını "yüzyılın en önemli davası" olarak niteleyen Demirer, "Bu kitabın çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü Uluslararası Adalet Divanı'nda görülmekte olan bu dava belki yüzyılımızın davası olacak. Bundan daha önemli bir dava 21'inci yüzyılda belki de olmayacak. Ve burada alınacak kararı sizin arkadaşlarınızın, Anadolu Ajansı'nın sahadaki muhabirlerinin çalışmaları gayretleri etkileyecektir." dedi.

AA çalışanlarının büyük emeği var

Gazze'de yaşananları kendilerinin gördüğünü ancak bunları hukuki kanıt olarak mahkemeye, topluma ve dünyaya sunmanın çok önemli olduğunu dile getiren Demirer, "Kanıt" kitabının bu işlevi gördüğünü belirtti.

Bunu takdirle karşıladığını ve AA'ya teşekkür ettiğini dile getiren Büyükelçi Demirer, "İnşallah bütün bu yaşadıklarımız, Gazze'de yaşanan bu felaket, katliam sonuçsuz kalmayacak. Bunun bir neticesi olacak, bir bedeli olacak ve burada da sizin arkadaşlarınızın büyük emeği geçmiştir." şeklinde konuştu.

"Anadolu Ajansı Gazze'de şehit bile verdi"

Demirer, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Gazze'de yaşadığımız savaşı, katliamları zaten hepimiz her gün televizyonlarda izliyoruz. Bir de bunun arka planı var. Bunu dünyaya duyuran, bizlerin gözlerinin önüne getiren gazeteciler var. Bunları tabi çok iyi görmüyoruz, kişi olarak tanımıyoruz ama mesela Anadolu Ajansı şehit bile verdi. Bazı muhabirleri, çocuklarını ailelerini kaybetti. Bu gazeteci kardeşlerimiz, Anadolu Ajansı bu koşullarda çalışıyor. İşte Kanıt kitabı bu çabaların, bu fedakarlıkların sonucu."

Sivilleri öldürmenin hiçbir haklı gerekçesi yok

Gazze Şeridi'nden tahliyeler ve başka nedenlerle Gazze'de yaşayan insanlarla bire bir temasta olduklarını söyleyen Demirer, çocuk ve kadınların da aralarında bulunduğu sivilleri öldürmenin hiçbir haklı gerekçesi olamayacağını belirterek bir an önce ateşkes sağlanması gerektiğini ifade etti.

Demirer, devlet olarak amaçlarının bir an önce bu saldırıları durdurmak ve Gazze'de yaşanan acıları dindirmek olduğunu sözlerine ekledi.

AA, İsrail'in suçlarını "Kanıt" kitabıyla belgeledi

AA, İsrail'in Gazze'de işlediği suçları tüm açıklığıyla ortaya koyan ve temel delil niteliğinde olan görsellerin yer aldığı "Kanıt" isimli kitabı yayımlamıştı.

İsrail'in kadın ve çocuk ayrımı gözetmeksizin düzenlediği saldırılara başta Batılı ülkeler olmak üzere çoğu ülke sessiz kalırken bazı ülkeler ise katliamlar için "delil yetersizliği" tezini ileri sürmüştü.

Söz konusu iddialar üzerine AA, saldırıların başından bu yana önemli bir görev üstlenen foto muhabirleri ve kameramanların görüntülerini, uluslararası hukukta delil olması amacıyla kitaplaştırma kararı almıştı.

Uzman bir ekip tarafından Türkçe, İngilizce ve Arapça hazırlanan kitap, "Kanıt" ismiyle yayımlanmıştı.

"Kanıt"ta, İsrail'in Gazze'de işlediği insanlık suçları belge niteliğindeki fotoğraflarla gözler önüne seriliyor.

BM Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi'ne göre kullanılması suç olan ve İsrail ordusunun Gazze'nin yoğun nüfuslu sivil bölgelerinde kullandığı beyaz fosforlu top mermilerinin fotoğrafları da kitapta yer alıyor.

Kitapta ayrıca, Uluslararası Ceza Mahkemesinde Filistinli mağdurları savunan Fransız avukat Gilles Devers'in giriş yazısı bulunuyor.

Devers, AA muhabirlerinin çektiği bu fotoğraf ve videoları, "işlenen suçları tüm açıklığıyla ortaya koyan temel deliller" olarak nitelendiriyor.

AA'nın İsrail'in savaş suçlarını kanıtlayan fotoğraf ve videoları, Filistinlilerin haklarını savunan dünyanın dört bir yanından avukatların Uluslararası Ceza Mahkemesine yaptıkları başvurularda da delil olarak kullanılmıştı.