Devletin Sahibi Millettir, İnsanı Yaşatki, Devlet Yaşasın

img

     Binali Yıldırım, kutuplaşan değil, kucaklaşan bir sosyolojik gerçeklik için sivil toplum kuruluşlarına her zamankinden fazla, daha fazla ihtiyaç olduğunu belirtti.  

ANKARA (SİVİL  İNİSİYATİF) Zeliha Sorkunlu - Başbakan Binali Yıldırım Çankaya köşkünde , Sivil Toplum Kuruluş  temsilcilerine verdiği iftar yemeğinde ramazanın ülkeye, millete, bölgeye ve İslam dünyasına barış, huzur ve mutluluk getirmesini temenni etti.

Siyaseti büyük bir denize, sivil toplum kuruluşlarını da bu denizi besleyen zengin nehirlere benzeten Yıldırım, "Tabii ki sivil toplum dinamiklerinin tek görevi, siyaseti zenginleştirmek değil, aynı zamanda içinde yaşadığı toplumda artı değer üretmek ve farkındalık oluşturmak gibi bir görevi de var. Dünün dünyasında çok renkliliğe, çok sesliliğe yer yoktur. Toplumlar ve bireyler, zıt kutuplar arasında asgari düzeyde tercihlerini, kendi varlıklarını ortaya koyma gayreti içindeydi. Günümüz dünyasında bu basmakalıp algılar tamamen değişti. Bugün çok daha işlevsel, çok renkli, çok sesli bir düşünsel yelpaze söz konusu. Bu anlamda sivil toplum kuruluşlarımız birbirinin tersi olan kuruluşlar arasında gidip gelmiyor." ifadelerini kullandı.

Sivil toplum kuruluşlarının, insan odaklı yaklaşımlarla azami düzeyde düşünsel ve eylemsel seçenekler sunarak fikir ve eylem ikilisini geliştirdiğini vurgulayan Yıldırım, bu sayede kutuplaşan değil, kucaklaşan bir sosyolojik gerçeklik için sivil toplum kuruluşlarına her zamankinden fazla, daha fazla ihtiyaç olduğunu belirtti.

Başkent Platformu, “15 Temmuz’u Unutmadık, Unutturmayacağız”

Başbakan Binali Yıldırım konuşma yaparken, Başkent Platformu Genel Başkanı Dr.Mustafa Kurt Türk Bayrağı Üzerinde; “Devletin Sahibi Millettir” , “İnsanı Yaşatki, Devlet Yaşasın”, “15 Temmuz’u Unutmadık, Unutturmayacağız” Yazılı Bir Bayrak Açtı.

Başbakan Yıldırım Açılan Bayraktaki Yazıları Okuyarak, Elbette “Devletin Sahibi Millettir”, Biz Ak Parti Olarak Siyasette, İnsanı Merkeze Koyarak, “İnsanı Yaşatki, Devlet Yaşasın” Anlayışı İle Hizmet Ediyoruz, “15 Temmuz'u Elbette Unutmadık, Unutturmayacağız”.

Yıl Dönümünde 15 Temmuz'u Memleketin Her Köşesinde, Her İlin Meydanında, Her İlçenin Meydanında, Milletimizle Beraber Aynı Ruhla, Aynı Coşkuyla Kutlayacağız. Demokrasi Bayramı Olarak Kutlayacağız Dedi.

"TÜRKİYE'NİN DEVLET OLARAK GÖSTERDİĞİ REFLEKSLERE SİZLER DE DESTEK OLDUNUZ"

Sivil toplum kuruluşlarının niteliği ve niceliğinin yüksek olmasının, o ülkedeki demokrasinin gücünü de gösterdiğini anlatan Başbakan Yıldırım, "Bu manada AK Parti hükümetleri en baştan beri sizlerle doğrudan temas kurdu ve birlikte çalışma yolunu seçti. Sizleri sadece seçim zamanlarında hatırlanan bir dernek binası içerisinde kendi gündemiyle meşgul olan kişiler olarak görmedik, aksine hükümetlerimiz döneminde sivil toplum kuruluşlarını siyasete toplumun sesini ileten güçlü ve canlı kurumlar olarak hep gördük, buna göre hareket ettik. Bugün bu karşılıklı atılan adımların olumlu etkilerini birlikte görüyoruz." diye konuştu.

Sivil toplumun, siyaset ve toplumsal farkındalık oluşturma konusundaki gayretini elbette duyarlılıklar konusunda da ortaya koyması gerektiğine işaret eden Yıldırım, şunları söyledi: "Bu anlamda bu salonda bulundan yüreği büyük, gönlü geniş bütün sivil toplum mensuplarına şükranlarımı sunuyorum. Çünkü Türkiye mazluma sığınan, yolda kalana yoldaş, hastaya şifa, dertliye de her daim deva olmuş bir ülkedir, bir millettir. Türkiye'nin devlet olarak gösterdiği reflekslere sizler de her zaman kurumsal kimliğinizle destek oldunuz."

Türkiye'nin, sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla 21. yüzyılın tüm acımasız dayatmalarına karşın insanlık adına umut kapısı haline geldiğini kaydeden Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bakın yanı başımızda Suriye'de masum insanlar, çocuklar öldü. Çocukların yaşayamadığı bir dünyada, biz neyi konuşacağız? Cansız çocuk bedenlerinin sahile vurduğu bir dünyada neyi, nasıl anlatacağız? Afrika'da yeterli ve sağlıklı su kaynağına ulaşamadığı için saat başı hayatını kaybeden insanlar varken, hiçbir şey yokmuş gibi hayatımıza nasıl devam edeceğiz? Biz edemezdik, sizler de edemediniz."

Dünyada yaşanan asimetrik terörün bir sebebinin de uluslararası toplumun insanı merkeze alan yaklaşımlardan uzaklaşması olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Terör belası merhametin olmadığı, insanların adeta robotlaştırıldığı sistemlerin tetiklediği bir olgudur. Bugün hükümetimiz doğru politikalarla terör belasını def etmek için gayretle çalışmaktadır. Bölücü terör örgütüne katılımların sıfıra indirilmesi için güvenlik güçlerimiz bölge halkıyla iç içe olarak, onların da güven ve desteğini alarak başarılı bir çalışma yürütmektedir." diye konuştu.

Bölücü PKK terör örgünün tarihinin en ağır darbesini alırken, bölgedeki vatandaşların da tarihin en büyük kardeşlik destanını yazdığını belirten Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"İçindeki militanlarını robotlaştırarak birer hain olarak yetiştiren FETÖ terör örgütüyle mücadelemiz sürüyor. Devletin içine sinmiş bu kan emicilerin kökü temizlenene kadar bize bir dakika, bir saniye durmak yok. Türkiye'nin bölgesinde ve içinde başlattığı bu kararlı mücadeleyi sizlerin de en üst perdeden desteklediğinizi biliyoruz. Çünkü sizler katılımcı demokrasinin vazgeçilmez unsurlarısınız. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. 15 Temmuz'u elbette unutmadık, unutturmayacağız. Yıl dönümünde 15 Temmuz'u memleketin her köşesinde, her ilin meydanında, her ilçenin meydanında milletimizle beraber aynı ruhla, aynı coşkuyla kutlayacağız. Demokrasi bayramı olarak kutlayacağız. Şehitlerimizi anacağız ve geleceğimiz olan gençlerin zihinlerinde bu hatıraların daima yaşaması için gereken çalışmayı yapacağız."

"TÜRKİYE'NİN BÖLGEDE GÜÇLÜ OLMASI LAZIM"

Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki krize de değinen Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin bölgede güçlü olması lazım. Yaşadığımız bütün olaylar bize bunu gösteriyor. Örneğin son günlerde Körfez'de yaşanan gelişmeler, bölgede yeni bir sorun alanının belirtileridir. Ümit ederiz ki henüz Suriye, Irak, Yemen, Libya'da sorunlar çözülmeden, akan kan durmadan yeni bir sorun alanı oluşmaz. Bunun için başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Hükümetimiz, ilgili ülkeleri sükunete davet etmekte ve yaşanan sorunların diyalogla, istişareyle, teenniyle çözümünü sağlamak için her türlü gayreti gösteriyoruz. Zira, bölgenin yeni sorunları, yeni istikrarsızlıkları kaldıracak durumu yok. Acı olan da tabii Müslüman ülkelerin yoğun olduğu bölgede bu sorun alanlarının artmasıdır."

Yıldırım, ramazan ayının Türkiye başta olmak üzere bütün İslam aleminin, bölgenin ve insanlığın huzuru, barışı ve kardeşliğine vesile olmasını temenni etti.

Abdurrahim Karakoç ve Cahit Zarifoğlu'nun bugün ölüm yılı olduğunu da hatırlatan Yıldırım, Türk edebiyatı ve fikir aleminin iki önemli şahsiyetini rahmet ve şükranla andı.

İFTARDAN NOTLAR

Başbakan Yıldırım, sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldiği iftarda, konuşmasından önce masaları tek tek gezerek STK temsilcileriyle tokalaştı, kısa süre sohbet etti.

Tasavvuf korosunun müzik dinletisi sunduğu iftar programında, Kocatepe Camisi İmam Hatibi İsmail Coşar, Kuran-ı Kerim okudu.

Çankaya Köşkü'ndeki iftara, Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, AK Parti Sivil Toplum ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Fatih Şahin, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Federasyonu, Alevi-Bektaşi Federasyonu, 15 Temmuz Derneği, Diyanet Vakfı, Başkent Uluslararası Barış Kardeşlik Platformu, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV), Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD), Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD), Şehit Aileleri Konfederasyonu, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği (TESKOMB), Türkiye Gaziler Vakfı, Türkiye Muhtarlar Federasyonu, Maarif Vakfı ile Romanlar Konfederasyonu'nun da arasında bulunduğu 126 sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.