Sebilürreşad Mecmuası ve Türk Tarih Kurumundan Neyi Kaybedeceğini Hatırla Paneli

img

Sebilürreşad Mecmuası ve Türk Tarih Kurumundan “Neyi Kaybedeceğini Hatırla'' Paneli Düzenlendi

Türk Dünyası’nın en önemli isimlerinden olan İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy’un kuruculuğunu ve başyazarlığını yaptığı Sebilürreşad Mecmuası ve Türk Tarih Kurumunun ortaklaşa düzenlediği “Neyi Kaybedeceğini Hatırla” isimli panel düzenlendi.

ANKARA ( Sivil İnisiyatif/ Zeliha Sorkunlu)- Panelde Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı ve Program Moderatörü İsmail Mansur Özdemir, Kırgızistan Türkiye Fahri Konsolosu Dr. Mustafa Kurt, Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, Irak  Uzmanı Muhammet Kılınç, Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Dr. Hicran Kazancı, Suriye Türkmen Meclisi Danışmanı Dr. Cemil Doğan İpek, Sebilürreşad Yazarı Servet Hocaoğulları, Türkmen Vatandaşlar ve Öğrenciler Katılım Sağladı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ve Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan panelde konuşmacılar Kerkük’te yaşanan son gelişmeleri, atılması gereken adımları ve Türkmenlerin ihtiyaçları gibi konuları masaya yatırdı.

Panelin Moderatörlüğünü Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdür Yardımcısı İsmail Mansur Özdemir Yaptı.

 

Panelde konuşan gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak Kerkük’te yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Abdurrahman Dilipak, Barzani’nin referandum hamlesiyle elindekileri de kaybettiğine dikkat çekerek, Türkmenlere sabretmeleri gerektiği hatırlatmasını yaptı. Dilipak “Kerkük’ü çözemezseniz Keşmir’i çözemezsiniz. Bu mesele tek başına askeri, tek başına siyasi mesele değildir. Dökme suyla değirmen döndüremeyiz. Artık geçmişin hesabına dönmemeliyiz, kendimizle uğraşmamalıyız. Emperyalist niyet bizi birbirimize kırdırmak istiyor. Ancak Allah yardım ederse işimiz kolaylaşır. Herkes için akıl, herkes için barış diyebilen, sürdürülebilirlilik üretmemiz gerekiyor. Biz burnumuzun dibindeki Kerkük sorununu çözemezsek, daha kapsamlı problemlerle baş başa kalırız. Ya hep birlikte ayağa kalkacağız ya da dizimizin önüne çökeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Türkiye Temsilcisi Dr. Hicran Kazancı da Ortadoğu’da silahlı gücün konuştuğunu, bu unsurun başarıda diplomasinden daha önde geldiğine dikkati çekti.

“Kerkük bir Türkmen şehridir." diyen Kazancı, şöyle konuştu:

"Ama biz hiçbir zaman idareyi bize verin demedik. Orada başka ev sahipleri de vardır. Şunu da rahatlıkla söyleyebilirim ki Türkmenlerin ve bölgenin geleceği Türkiye’nin elindedir, Türkiye’den geçmektedir. Ne kadar uluslararası ilişkiler okursanız okuyun, bölgeye gittiğinizde rahatlıkla şu görülecektir ki, Ortadoğu’da silahlı gücün yoksa, lobiciliğin hiç bir işe yaramaz. Barzani aldatıcı gururlara kapılarak çocukluk hayali olduğunu söylemişti, referandum hatasına düşmüştür.”

Suriye Türkmenlerinin Irak Türkmenleriyle birlikte olduğunu dile getiren Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Emin Bozoğlan, Kerkük’te yapılan gayrimeşru referandumun geçersiz olduğunu kaydederek, Irak ve Suriye Türkmenlerinin bugüne kadar ağır bedeller ödediğini söyledi.

Ortadoğu'da oynanan oyunlara işaret eden Bozoğlan, bu oyunların farkında olduklarını, Irak ve Suriye'deki Türkmenlerin tüm zorlukların üstesinden geleceğine inandıklarını vurguladı.

Referandum ile Barzani’nin büyük bir hata yaptığını anlatan Bozoğlan, şöyle devam etti:

"Barzani'nin bu hatasının ardından şimdi Rusya, İran ve Türkiye gibi devletlerin sürdürdüğü Astana barış süreci devam ediyor. Üçlü grubun gayreti bu süreçte Suriye’nin sınırları değişmesin, toprak bütünlüğü korunsun gayretleridir. ABD Ortadoğu'da bir gayretin peşindedir. ABD, Ortadoğu’da yapmak istediği ve adım adım uygulama gayretinde olduğu bir proje peşindedir. Onlar da kendi projelerine gayret göstermektedirler. Irak ve Suriye Türkmenleri ağır bedeller ödemektedirler. Esas konu Kerkük ve Irak Türkmenleridir. Biz hem Irak’ta hem Suriye’de her zaman Türkmen kardeşlerimizin yanında olduk ve olacağız."

Sebilürrreşad Dergisi’nin imtiyaz sahibi Fatih Bayhan, bölgede mücadele veren Türkmenlerin yalnız olmadığına vurgu yaptı ve yeniden yayın hayatına geçişleri hakkında bilgi verdi.

Sebilürreşad, dergisi yeniden yayında!

1908'de Eşref Edip Fergan ve Mehmet Âkif Ersoy tarafından "Sırat-ı Müstakim" adıyla çıkarılmaya başlanan ve 1966 yılında kapanan Sebilürreşad, kapanışından tam 50 yıl sonra yeniden yayın hayatına başlamıştır.

Milli Şairimiz Mehmet Âkif Ersoy'un ailesinin de destek verdiği yeniden Sebîlürreşad yayını gazeteci yazar Fatih Bayhan yönetiminde mecmuanın ilk çıkış yaptığı 14 Ağustos 1908 esas alınarak 14 ağustos 2016'da yayına çıkmaya devam etmiştir. Konuyla ilgili açıklama yapan Fatih Bayhan, Sebîlürreşad'ın tarihçesini anlatarak, "Osmanlı coğrafyasının bölünmeye başlandığı döneme damgasını vuran Sebîlürreşad Mecmuası, İslamcılık fikri etrafında mütefekkir, şair ve etkili isimleri bir araya getirerek İslam coğrafyasının dağılmaması, birlik ve kardeşliğini koruması için Mehmet Âkif Ersoy'un başmuharrirliğinde Eşref Edip beyin yönetiminde yayına çıkıyordu.

Kurtuluş savaşında Mustafa Kemal'in davetiyle Kastamonu ve Ankara'ya yayın merkezini taşıyan Sebîlürreşad, TBMM tarafından nüshaları çoğaltılarak cephelere gönderilmiş, Mehmet Akif'in şiir ve yazılarının asker ve toplumda oluşturduğu tesirle kurtuluş mücadelesine büyük katkı vermiştir. 1925'te kapatılan Mecmua, Akif'in vefatından 10 yıl sonra yeniden aynı adla Eşref Edip bey tarafından latin harfleriyle neşredilmiş 1966'a kadar yayın hayatında kalmıştır. Ancak ekonomik nedenlerle Eşref edip Bey üstadımız mecmuayı kapatmış, aradan 5 yıl sonrada vefat etmiştir" dedi.

Mehmet Âkif Beyin başmuharrirliğini yaptığı Sebîlürreşad'ın aradan geçen bu 50 yıllık aranın ardından yine onun ailesinin desteğiyle yayına hazırladıklarını ifade eden Bayhan, "Allah'a hamdederiz ki bu hayırlı hizmetin devamı yine Âkif'in ve onun dostlarının desteğiyle yeniden hayat buluyor. Aynı kaygılarla, aynı hedefle Allah'ın inayetiyle yola devam ediyoruz. Sebîlürreşad bir fikrin, davanın, kaygının eseriydi. Derdi olanların eseriydi. İslam coğrafyasının yine ehli salip eliyle karıştırıldığı bir dönemde Sebîlürreşad'ın yeni şeyler söylemek için yayına başlaması Allah'ın bir inayetidir, lütfudur, keremidir. Eksiklerimiz var, ıslah edeceğiz, düzelteceğiz. Bu vazifeye layık hizmet üretmeye gayret edeceğiz. İslam coğrafyasının derdini, sancısını çekenler herhangi bir fırkaya, cemaate ihtiyaç duyamadan Sebîlürreşad'ın açtığı o temiz, berrak damarı daha da güçlendirerek çalışmalarımızı tüm dünyaya ileteceğiz. Dünyanın bu çağrıya ihtiyacı var. Adil, insani, İslami yaklaşımlara geçen yüzyıldan daha ziyade ihtiyacı olan bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemi susarak, köşelerimize çekilerek geçirmek vebaldir" diye konuştu.

Program Sebilürrreşad Dergisi’nin imtiyaz sahibi Fatih Bayhan’ın Konuşmacılara plaket taktimi ve fotoğraf çekimi ile son buldu.