Konkordatoda tehlike çanları çalıyor: MÜSİAD, TCMB’nin raporunu değerlendirdi

img

Konkordatoda tehlike çanları çalıyor: MÜSİAD, TCMB’nin raporunu değerlendirdi

TCMB’nin “Konkordato Gelişmelerine Yakından Bir Bakış” raporu, konkordato talebinde bulunan firmaların genellikle yüksek borçlu ve düşük likiditeye sahip olduğunu ortaya koydu. MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, özellikle parasal sıkılaştırmanın firmalar üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ve konkordato başvurularında artış yaşandığını vurguladı. İnşaat sektörü başta olmak üzere bazı sektörlerde ciddi riskler bulunduğunu belirten Asmalı, bazı firmaların konkordato sürecini fırsatçılığa çevirdiğine de dikkat çekti. MÜSİAD Başkan Yardımcısı Burhan Özdemir ise konkordato taleplerindeki artışın parasal sıkılaştırmanın yanı sıra 2018’den bu yana süregelen ekonomik dalgalanmalardan kaynaklandığını ifade etti. Özdemir, özellikle inşaat sektöründe yaşanan sıkıntıların tedarik zincirine olumsuz etkilerinin olduğunu belirterek, çeklerle ilgili düzenlemeler gerektiğini de savundu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) blog sayfası Merkezin Güncesi’nde “Konkordato Gelişmelerine Yakından Bir Bakış” başlıklı bir analiz yayımlandı.

Analizde, konkordato talebinde bulunan firmaların özellikleri ele alınırken işletmelerin finansal sıkıntıları ve likidite problemlerine dair çarpıcı veriler ortaya konuldu.

YÜKSEK BORÇLU VE DÜŞÜK LİKİDİTELİ FİRMALAR

Raporda, finansal sıkıntı içinde olan birçok firmanın borçlarını yeniden yapılandırma amacıyla konkordato talebinde bulunduğu kaydedilirken, bu firmaların önemli bir kısmının da yüksek borçlu ve düşük likiditeye sahip olduğu belirtildi.

Analizde yer alan verilere göre, 2024 yılında konkordato ilan eden firmaların büyük bir kısmı parasal sıkılaştırma öncesinde de halihazırda finansal sorunlar yaşıyordu.

2023 yılının ilk yarısında konkordato talebinde bulunan firmaların yüzde 41’inin temerrüde düştüğü, yüzde 61’inin yüksek borçluluğa sahip olduğu, yüzde 26’sının da likidite sıkıntısı yaşadığı aktarıldı.

TEDARİK ZİNCİRLERİ İÇİN OLUMSUZ ETKİ YARATABİLİR

Konkordato ilan eden firmaların ekonomideki ağırlığının düşük olduğunu vurgulayan TCMB, talepte bulunan firmaların, toplam nakdi ticari kredi bakiyesinin sadece yüzde 0,38’ini, toplam istihdamın yüzde 0,07’sini ve toplam satışların yüzde 0,16’sını oluşturduğuna dikkat çekti.

Öte yandan analizde, ekonomideki ağırlıkları sınırlı olan bu firmaların tedarik zincirleri ve ticari ilişkiler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği uyarısı da yapıldı.

Konkordatotakip.com adlı sitenin derlediği bilgilere göre, 2024 yılında geçen yıla göre konkordato taleplerinde ciddi artışlar görüldü.

Özellikle 1.187 adet geçici mühlet kararı, son yılların en yüksek seviyesine işaret etti.

İflas kararlarında da geçen yıla göre hafif artışlar görüldü. Buna göre, 2023’te 65 firma için iflas kararı verilmişken 2024 yılında ise bu rakam 76’ya çıktı.

BAŞVURULAR ARTIŞ TRENDİNDE

Aylık bazda da yılın başından itibaren konkordato başvurularında ciddi bir hareketlilik yaşandı. Özellikle ağustos ve eylül aylarında başvurularda artış trendi dikkat çekti.

Konkordatotakip.com isimli sitenin kurucusu Ekotürk’e sektörel konkordato gelişmelerini değerlendirdi.

Ekonomik politikaların firmalar üzerindeki yıpratıcı etkisine değinen Konkordatotakip.com kurucusu, yüksek faizlerin borç çevirmeyi zorlaştırdığını ve kur baskısının da ihracat yapan firmaları doğrudan etkilediğini ifade etti.

FİRMALAR İÇİN ÖLÜM KALIM MESELESİ OLUYOR

Konkordato başvurularındaki artışın dikkat çekici boyutlara ulaştığını söyleyen site kurucusu, “İflas erteleme yasasından konkordato uygulamasına geçişle birlikte 2018-2019 yıllarında başvurular 1300’lü seviyeleri görmüştü. Konkordato taleplerinde tekrar 5-6 yıl önceki seviyeler görülmeye başlandı. 2024 yılı Eylül sonu itibariyle bu sayılar 1.187’ye ulaştı. Geçmiş yıllara göre büyük bir artış var.” diye konuştu.

Başvuran firmaların bu süreçten başarılı çıkıp çıkmadığı kamuoyunda tartışmalı bir konu olurken, konkordato sürecinin etkinliği de sorgulanır oldu.

Özellikle tasdik kararlarının gecikmesi ve süreçlerin uzun sürmesi eleştirilirken, ortalama bir tasdik kararının 699 gün sürdüğünü ve bu sürenin firmalar için ölüm kalım mücadelesi anlamına geldiği aktarıldı.

İKİ SEKTÖR İÇİN UYARI

Önümüzdeki dönemde konkordato başvurularında daha da artış bekleyen Konkordatotakip.com’un kurucusu, özellikle tekstil ve mobilya sektörlerini riskli gördüğünü söyledi.

“KONKORDATO TALEPLERİ BEKLENEN BİR GELİŞMEYDİ”

Türkiye’de son dönemde artan konkordato taleplerini Ekotürk’e değerlendiren MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, parasal sıkılaştırma dönemlerinin Türkiye ekonomisinde zorluklar yarattığını ve firmaların özellikle likidite ve borç yönetimi açısından önemli sorunlarla karşılaştığını belirtti.

Asmalı, inşaat sektörü başta olmak üzere birçok sektörde konkordato taleplerinin artmasının, ‘ekonomik şartların zorluğuna’ işaret ettiğini söyledi.

MÜSİAD Başkanı aynı zamanda bu süreçte fırsatçılığa karşı dikkatli olunması ve firmalara nefes aldıracak düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğinin de altını çizdi.

“SON İKİ YILDA YAŞANAN MALİYET ARTIŞLARI ZORA SOKTU”

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, parasal sıkılaştırma dönemlerinde ‘zombi şirketler’ olarak adlandırılan ve bilançosu zayıf, dış desteklerle ayakta kalmaya çalışan firmaların iflas noktasına geldiğini söyledi. Bu firmaların yüksek borçlanma maliyetleri altında sürdürülebilirliğini kaybettiğini belirten Asmalı, “Konkordato taleplerindeki artış parasal sıkılaşmanın yaşandığı ekonomilerde beklenen bir gelişmedir. Merkez Bankası’nın raporlarına göre bu durum henüz ileri seviyede değil, ancak dikkat edilmesi gereken bir konu” diye konuştu.

Konkordato taleplerinin özellikle inşaat sektöründe yoğunlaştığını belirten Asmalı şunları kaydetti:

“Özellikle inşaat sektörü büyük bir risk altında bulunuyor. Son iki yılda yaşanan maliyet artışları dikkat çekiyor. Deprem bölgesindeki hareketlilik ve işçilik maliyetlerindeki artışlar inşaat sektörünü zora soktu. Ayrıca, artan konut kredi faiz oranlarıyla birlikte alım gücündeki düşüş inşaat sektöründe ciddi sorunlar yarattı.”

“BAZI FİRMALAR BU SÜRECİ FIRSATÇILIĞA ÇEVİRİYOR”

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, bazı firmaların konkordato sürecini fırsatçılığa çevirdiğini ve şirketin içini boşaltarak süreci kötüye kullandığını belirtti.

Bu gibi durumların önlenmesi için yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Asmalı, “Konkordato, şirketlere nefes aldırmak ve borçlarını yeniden yapılandırmaları için bir koruma kalkanı sağlamak amacıyla getirilmiş bir uygulama. Ancak bu süreci kötüye kullananlara karşı devletin daha dikkatli olması gerekiyor.” değerlendirmesini yaptı.

2018’DEN BU YANA YAŞANAN DALGALANMALAR DA ETKİLİ

MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı ve Optimal Project Management Kurucusu Burhan Özdemir de konkordato taleplerindeki artışın yalnızca parasal sıkılaştırmanın bir sonucu olmadığını, 2018’den bu yana süregelen finansal dalgalanmaların da bunda etkili olduğunu söyledi.

Özdemir, firmaların mevcut ekonomik şartlara uyum sağlayamamış olmasının borç yönetiminde sıkıntılar yaratmaya devam ettiğini belirterek, “Firmaların bir kısmı zaten geçmiş dönemlerde yanlış yatırımlar yaparak konkordato sürecine girmişti. Ancak son dönemde para bulmanın zorlaşması, konkordato başvurularını hızlandırdı.” dedi.

Özdemir, parasal sıkılaştırma dönemlerinde firmaların likidite sıkıntıları yaşadığını da sözlerine ekledi.

“PLANLAMASINI İYİ YAPAN FİRMALAR AYAKTA KALIYOR”

En çok inşaat sektöründe konkordato başvurularının görüldüğünü ve inşaat sektöründeki daralmanın tedarikçi firmaları da etkilediğini vurgulayan MÜSİAD Başkan Yardımcısı Burhan Özdemir, “Yap-sat sektörü ve alt yüklenici firmalar, piyasalardaki para daralmasından en çok etkilenen kesim oldu. Özellikle deprem sonrasında kamunun inşaat yatırımlarını kısıtlaması, bu firmalar için büyük zorluklar yarattı. İnşaat dışında, hizmet sektörü ve ihracata yönelik üretim yapan firmalar ise daha az etkilendi. Planlamasını iyi yapmış firmalar bu süreçte ayakta kalıyor.” diye konuştu.

ÇEKLER İÇİN DÜZENLEME TALEBİ

Konkordato ilan eden firmaların tedarik zincirinde yarattığı olumsuz etkiler hakkında da görüşlerini paylaşan Burhan Özdemir, özellikle çek kullanımı konusunda sıkıntılar yaşandığını kaydetti.

Konkordato sürecinde çekler özelinde bir düzenleme getirilmesi gerektiğini savunan Özdemir, “Ülkemizde çek kullanımı oldukça yaygın, özellikle inşaat sektöründe tedarikçiler çeklerle ödeme yapıyor. Konkordato ilan eden firmaların bu çekleri ödeyememesi, tedarik zincirinde ciddi sıkıntılara yol açıyor.” ifadelerini kullandı.